Manevra Tedavisi Sonrası Bilgilendirme

Kristal kayması nedeniyle manevra uygulanan hastalara birkaç gün eğilme, başını ani sağa sola çevirme, başını aşırı şekilde yukarı kaldırma hareketlerini kısıtlamlarını öneriyoruz. Sersemlik, başın içerisinde boşluk varmış gibi hissetme durumu normaldir. Bu, birkaç gün bazen de birkaç hafta devam edebilmektedir.

Özellikle de, "acaba yeniden kaydı mı?" korkusu, bu şikayetlerin uzamasında en önemli etkendir.

"Acaba gerçekten düzeldi mi?" tedirginliği de diğer bir sebeptir. Uzun süre baş dönmesi yaşamış, manevralarla, ilaçlarla düzelememiş bir hastanın bu tedirginliği yaşaması doğaldır. Hele de birçok yerde, "bilmem kaç seans geleceksiniz" söylemlerini duyduktan sonra, "acaba tek seans yeterli oldu mu?" korkusu da olabilmektedir. 

Unutmayın ki, kristal kayması ehli ve bilgili ellerde tek seansta kolaylıkla düzeltilir. Ayrıca, düzelttikten sonra kontrolünü de yapıp sonra gönderiyoruz. Kristal kaymasının yarım düzelmesi olmaz. "Eskisinden daha iyiyim" diyebiliyorsanız düzelmişsinizdir. Çünkü kristal kayması ya düzelir, ya da düzelmemişse eskisiyle aynı veya daha kötü olursunuz. Arası olmaz. Arası gibi hissetmeniz, yatınca dönecekmiş gibi olması, siz bu olayı unutup, psikolojinizi rahatlatıp, pozisyon alma güvenini sağladığınızda tamamen kendiliğinden bitecektir.

"Doktor ilaçları kesti, ....serc, vb. ilaçlar da almalı mıydım acaba?" da bazen karşılaştığımız durumlardandır. Kristal kayması tamamen mekanik bir hadisedir. Hiçbir ilaç, kaymış, yer değiştirmiş kristal taneciklerini geri yerine gönderemez. Kaydığı kanal doğru tespit edilip, o kanal kaymasına uygun manevra ehli ve bilgili, konunun uzmanı hekim tarafından uygulandığında kristaller keseciğine geri döndürülebilir. Bunun ötesinde, adı geçen o ilaçlar baş dönmesi ilacı değildirler. Baş dönmesi (vertigo) ilaçla düzelmez. Sebep olan hastalık tespit edilip, sebebe yönelik tedavi ne ise o tedavi uygulanınca o hastalığın yol açtığı vertigo da (baş dönmesi) düzelir.

Tüm hastalara doğru teşhis ve doğru tedaviyle acil şifa dileklerimizle...

Prof. Dr. Mehmet Yavuz Sütbeyaz